Alt Islatma (Enürezis)

Alt Islatma (Enürezis) Nedir?

Alt Islatma (Enürezis); çocukların ardışık üç ay boyunca, haftada en az iki kez istemsiz ya da amaçlı bir biçimde yatağa ya da giysilere idrar kaçırma olarak tanımlanmıştır. Çocuklarda idrar kesesinin istemli olarak boşaltılmasının mümkün olduğu yaşlarda, bu boşaltımın istem dışı olarak yapılmasıdır. Bunun sonucunda çocuk yatağa ya da giysilere idrar kaçırmaya başlar ve bu davranış devam eder. İdrar kontrolünün kazanılması için çocuğun belirli bir yaşa gelmesi ve eğitimin verilmesiyle gerçekleşir. Fakat çoğu zaman tuvalet eğitiminin verilmesine rağmen çocuklarda altını ıslatma davranışı devam edebilmekte veya daha sonra ortaya çıkabilmektedir. (Akgönül, 1998).

Özellikle Alt ıslatma (Enürezis), Türkiye’de çocuk psikiyatrisi polikliniklerine önde gelen başvurma sebeplerinden biri olduğu bilinmektedir. Başvuru yapan bu kişilerin, farklı yaş aralıklığında ve farklı alt ıslatmaların türlerine sahip olduğu bilinmektedir. Genel tabloya baktığımızda ise Gece Alt Islatmalarının Gündüz Alt Islatmalara göre daha fazla olduğunu görebiliyoruz (Serel ve ark., 1997).

Alt Islatma (Enürezis) Nedenleri?

Türkiye’de yapılan çalışmalara göre çocuklarda alt ıslatma (enürezis) sorunun sıklığı %13 ile %20 arasında olduğu bulunmuştur. Ayrıca sosyodemografik özellikler, aile yapısı, anne-baba eğitim durumunun alt ıslatmayla ilişkili olduğu bulunmuştur (Dolgun ve ark., 2012). Bu ilişkinin sadece sosyal sebeplerden kaynaklı olduğunu düşünmek yanlış olacaktır. Alt Islatmanın (Enürezis) ortaya çıkışında aynı zamanda bedensel ve ruhsal nedenler rol oynayabilmektedir (T oros ve ark.). Özellikle genetik yatkınlığa baktığımızda; altını ıslatan çocukların annesi ve babası veya ikisinden birinin benzer soruna sahip olduğunu görmemize rağmen (Ergüven ve ark., 2004; Dolgun ve ark., 2012) alt ıslatmanın devam etmesindeki en büyük nedenlerden birisi de psikolojik sebeplerdir.

Yapılan çalışmalara baktığımızda, erken tuvalet eğitiminin veya tuvalet eğitimi sürecinde annelerin sert tutumunun çocukta korku, kızgınlık ve kaygı uyandırdığını ve tuvalet eğitiminde daha sonraki aşamalarda inatçılığa yol açtığını bildirmektedir. Ebeveynlerdeki aşırı sertlik istenmeyen sonuçlara yol açabileceğini unutmamak gerekir. Ebeveynin sert tutumunda zorlanan bazı çocuklar idrar kaçırmaya başlarken bazıları uyum ve başka davranış sorunları yaşayabilir. Sadece sert tepki veren anneler değil aynı zamanda hiç tepki vermeyen annelerinin çocuklarında da alt ıslatma sorunu fazla görülmektedir (Dolgun ve ark., 2012). Öte yandan ceza yöntemi kullanan annelerin çocuklarında sadece altını ıslatma görülmez aynı zamanda eğitim sırasında altı bezlenen çocukların gündüz ve gece altını ıslatma ihtimalinin daha fazla olduğu bulunmuştur (Çalışır ve ark., 2011).

Alt Islatma (Enürezis)'da Ortaya Çıkan Sorunlar

Yine alt ıslatmayla ilgili yapılan çalışmalara baktığımızda, altını ıslatan çocukların ıslatmayanlara kıyasla daha yüksek oranda davranışsal problem yaşadığı ortaya çıkmıştır (Birdal ve Doğangün, 2016). Alt ıslatma (Enürezis) sorunu yaşayan çocukların evde ve okulda daha fazla sosyal sorunların yaşadığı görülmektedir. Altını ıslatan çocuk; ebeveynden ceza aldığı, arkadaşları tarafından ötekileştirme ve alay konusu olduğu durumlarda özgüvenini kaybederek daha fazla sorunla uğraşmak zorunda kalabilmektedir (Erdoğan ve ark., 2008). Bu yüzden diğer çocuklara göre düşük okul başarısının ve düşük akademik performansıyla birlikte çocuğun psikiyatrik bozukluk geliştirme olasılığının yüksek olduğunu ortaya çıkmıştır (Erdoğan ve ark., 2008). Ayrıca Alt ıslatma sorunu; kişinin başarısını, sosyal ilişkilerini düzenleyen ve bireyde güven duygusunu oluşturan benlik saygısında önemli bir düşüşe neden olmaktadır (Collier ve ark., 2002). 

Alt Islatma (Enürezis) Tedavi Yöntemleri

Alt ıslatma (Enürezis) sorunu her üç çocuktan birinde görülebiliyor. Alt ıslatma sorunu yaşayan çocukların bir kısmında ergenlikten sonra dahi bu sorun devam edebilmektedir (Gür ve ark., 2004). Özellikle ergenlik ve yetişkinlikle birlikte bireylerin bu durumunu saklama davranışına gittiklerini ve başkasının duymaması için çözüm önerilerine başvurmaktan kaçındıklarını görülmektedir. Bu süre zarfında düzelmeyen alt ıslatma davranışının genetik ve kalıcı olduğu düşüncesinden dolayı bireyler bu olumsuz durumu umutsuzca kabul edebilmektedir. Özellikle alt ıslatmanın nedenlerini açıkladığım başlıkta geçen anne veya babanın da benzer sorunlar yaşamış olması kişiyi olumsuz etkilemekte ve onların uzun süre sorunu yaşamış olmalarında dolayı kendisinin de aynı sorunla yaşayacağına dair olan inancı yüksek olduğu için yardım almanın bir faydası olmayacağını düşünmektedir. Oysa annenin veya babanın da yardım almadıklarından dolayı bu sorunu uzun süre devam ettirdiklerini de unutmamak gerekir.

Öte yandan unutulmamalıdır ki çocuklarda Alt ıslatmanın (enürezis) erken teşhisi ve tedavi uygulanması davranış ve uyum sorunlarının gelişmesini engelleyebilir. Bu nedenle alt ıslatmanın (enürezis) erken tedavisi önemlidir. Özellikle ebeveynlerde bulunan Alt ıslatmanın (enürezis) kendiliğinden düzeleceğine ve herhangi bir tedaviye gerek olmadığına dair inançları çocuklarda alt ıslatmanın devam etmesine neden olmaktadır. Bununla birlikte bu ihmal çocuklarda psikolojik sorunların ortaya çıkmasına da zemin hazırlamış olmaktadır. Bu yüzden ebeveynler alt ıslatmanın altında psikolojik bir sorun olduğuna ve çözüm önerilerine açık olmalıdır. Çünkü alt ıslatma sorunun çözümüyle birlikte çocuklarda duygusal işlevsellik ve benlik saygısında iyileşmeler görülmektedir (Butler, 2001).  Ayrıca alt ıslatma sorunu yaşayan çocukların önemli bir kısmının çok hareketli ve dikkat eksikliğiyle yaşadığını göz önüne alındığında, sorunun çözümüyle birlikte bu sorunların da hafiflediği görülmektedir. Sadece okul başarısı değil aynı zamanda bakım veren kişinin(anne, baba, babaanne…) de alt ıslatma sorunuyla uğraşmak zorunda kalmayacağı gerçeği bulunmaktadır. Bu amaçla ebeveynlerin kullandığı yöntemlerle birlikte hekim ve psikologların kullandığı birçok yöntem bulunmaktadır: ilaç tedavisi, alarm tedavisi, psikoterapi gibi yöntemler kullanılmasına rağmen bu yöntemler zaman içerisinde sorunun tekrar ortaya çıkmasını engelleyememektedir. Buna karşın kullandığımız yöntem; 3 yaşından itibaren; çocuklarda, ergenlerde ve yetişkinlerde kullanılabilir. Bu yöntemle birlikte alt ıslatma sorunu çok kısa sürede çözüp alt ıslatma sorunun tekrar nüksetme ihtimalini ortadan kaldırıyoruz.  Süreç boyunca alt ıslatma için herhangi bir ilaç veya fiziksel müdahale olmadan Psikolojik yöntemlerle sorunu çözüyoruz. Ayrıca alt ıslatma sorunu çözülene kadar görüşmeleri gerçekleştirip süreç boyunca kesin çözüme ulaşıyoruz. Sadece çocuklar için değil halen aynı sorunla boğuşan ergen ve çok sayıda yetişkinlerle de çalışıyor ve kesin sonuç alabiliyoruz.

Kaynakça

Akgönül, G. (1988). Enuresis Alt Islatma. Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dergisi4(1), 37-42.

Birdal, S., ve Doğangün, B. (2016). Behavioural problems in children with enuresis. Turkish Archives of Pediatrics/Türk Pediatri Arşivi51(3), 142.

Butler, R. J. (2001). Impact of nocturnal enuresis on children and young people. Scandinavian Journal of Urology and Nephrology35(3), 169-176.

Collier, J., Butler, R. J., Redsell, S. A., ve Evans, J. H. C. (2002). An investigation of the impact of nocturnal enuresis on children’s self-concept. Scandinavian Journal of Urology and Nephrology36(3), 204-208.

Çalışır, H., Özvurmaz, S., Tuğrul, E., ve Şahbaz, M. (2011) Annelerin tuvalet eğitimi sırasında kullandıkları yöntemler ile 1-4 yaş çocukların altlarını ıslatma durumları arasındaki ilişki. Anadolu Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri Dergisi14(4), 17-24.

Dolgun, G., Savaser, S., Balci, S., ve Yazici, S. (2012). Prevalence of nocturnal enuresis and related factors in children aged 5-13 in Istanbul. Iranian Journal of Pediatrics22(2), 205.

Erdogan, A., Akkurt, H., Boettjer N.K., Yurtseven, E., Can, G., ve Kiran, S. (2008) Prevalence and behavioural correlates of enuresis in young children. JPaediatr Child Health, 44(5), 297–301.

Ergüven, M., Çelik, Y., Deveci, M., ve Yıldız, N. (2004). Etiological risk factors in primary nocturnal enuresis. Turkish Archives of Pediatrics39(2), 83-87.

 

Gür, E., Turhan, P., Can, G., Akkus, S., Sever, L., Güzelöz, S., Çiftçi, S., ve Arvas, A. (2004). Enuresis: prevalence, risk factors and urinary pathology among school children in Istanbul, Turkey. Pediatrics international46(1), 58-63.

 

Serel, T. A., Akhan, G., Koyuncuoğlu, H. R., Öztürk, A., Doğruer, K., Ünal, S., ve Çelik, K. (1997). Epidemiology of enuresis in Turkish children. Scandinavian Journal of Urology and Nephrology31(6), 537-539.

Toros, F., Avlan, D., Çamdeviren, H. (2003). Enüretik çocukların biyopsikososyal değerlendirmesi. Anadolu Psikiyatr Dergisi, 4, 38-43.